Günlük konuştuğumuz dile benzer bir de beden dili var tabi bizlerin ilgisini çeken ve keşke ben onunla da sizlere bu konuyu anlatabilseydim.
Ama ne yazık ki sadece ana dil(ler)imize biraz deyinmeyi önemsiyorum, bu hafta. Buna sebep olan bir rastlantı sadece. Ne tuhaf, bilgi çağının yarattığı hızın kirliliği öylesine etkili ki.. Öyle planlı bir araştırmayla atmıyorum bu başlığı, tamamiyle hüzün dolu dostça bir paylaşımın derinliği, bir iki söz söylemeden bu konuyu unutup geçiştirecek kadar alıkoyamıyor beni sadece.
Üstelik oraya buraya çekiştirmeden konuşabilseydik şunu çok rahatlıkla söylerdik:
Hepimiz bu topraklar üzerinde iyi kötü ortak bir geçmişi paylaşıyoruz ve bunu sürdürebilmek istiyoruz..
Kimimiz bir takım kimlikleri, kimimizse bazı kimliksizlikleri tercih etmiş bir şekilde.
Hiç bir şeyin olmak zorunda olmadığı bir dünyanın peşine düşmüş hep birlikte yuvarlanıyoruz.
Ne övüp şişirmeye, ne de yerip dışlamaya hakkımız olmadığını bilip, yalnızca saygı duyarak..
Dille ne ilgisi var bu söylemin diyeceksiniz?
Aslında O, bir çıkış noktası ve hüzünlü bir tartışma konusu olmuştu, kimilerimizin kimliksizlik tercihine varan yolculuklarımızdan dem vurarak.
Benimde hüzünlenmekle yetinmeyip, bu sözleri söylememe sebep oldu, hepsi o kadarcık işte.
Alfabelerimiz,
Çoçukken kulağımıza fısıldanan o ninniler
ve anamızın kullandığı o unutulmamasını dilemekle yetinebildiğimiz dil(ler)imiz.. özümüz..
Herşeyi yeterince iyi ve zamanında koruma altına alamıyoruz belki,
Ya onu ..
(Dilimizi ?) (Sevgimizi ? , Ruhummuzu ? , Aklımızı ? ..)
Daha başka neler bırakabileceğiz gelecek nesillere acaba?
Ayrıca beden dilimiz de ne kadar kimliksiz kalabiliyor sizce? (Bedensel hafızalarımız)
31 Ocak 2008 Perşembe
Dil ve Biz
Gönderen Unknown zaman: 16:05 0 yorum
Etiketler: Beden dili, Bedensel hafızalarımız, Bilgi çağı, Kimliksizlik tercihi, Rastlantı
27 Ocak 2008 Pazar
Uykuya dalmadan önce
Yeni bir konu (site, blog) - MASAL
http://masaliz.blogspot.com/
Kışları uykuya dalmadan önce
kulağımıza fısıldanan, içimizi ısıtan
masallarımızı
öksüz bıraktık.
Hızlandırılmış yaşamı biraz ağırdan alıp,
sıkıştığımız mekanların dışına doğru kayalım,
bakalım nelerle karşılaşacağız.
10 Ocak 2008 Perşembe
Etkili yeni bir alan
Yeni bir konu (site, blog) - DRAMA
http://psikodrama.blogspot.com/
Okullarda yeni yeni yer verilen ama, henüz eğitmen kadrolarıyla desteklenmeyerek geçiştirilip ihmal edilen bir konu, DRAMA.
Tıpkı yıllar boyunca önemi kavranılamayıp, küçümsenen müzik ve resim dersleri gibi şimdi de çocuklarımızın ve gençlerimizin adeta yurt dışına kaçması için onlara kaftan yerine (dar ağacına uygun bir) kefen biçiyoruz.
İleri yaşlardaki gençlerimizde durum öylesine vahim ki zaten küçükleri konuşmaya hiç değmeyecek bir tablo var. Halbuki o küçükler büyüyünceye kadar hiç olmazsa sakatlanmadan hayata karşı duruşlarını seçebilsinler.
Bas bas bağıran istatistikler: (ÖSYM kapılarında 1,7 milyon, kazanan 400 bin, istediği dalı bulabilen 30 bin, istediği işi bulabilen ise 3 bin)
"Bu dünyaya çocuk yapılmaz" deyip geçmek kolay. Çözüm aramak, sorumluluk almayı gerektirir.
Gönderen Unknown zaman: 16:55 0 yorum
Etiketler: Dramaturji, İstatistikler, Müzik ve resim dersleri, Yeni bir konu
Blog Listem
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
KütüphaneSever Bülten Şubat 201212 yıl önce
-
-
-
-
Telif Hakları
Bu veb sitesinde yayımlanan yazılar bu sitedeki orijinal linki verilerek kaynak gösterilmek ve yazarının adı mutlaka belirtilmek kaydıyla, ayrıca bir izin almadan internet üzerinden elektronik ortamda kullanılabilir. Yazıların basılı ortamda kullanımı için yazar izni gereklidir.