14 Mart 2008 Cuma

Eril düzenin belirleyiciliği ve AKM


Modernizm dönemimizin simgesi: AKM boşaltılıyor..

Mekanı tümüyle gezişim sonrası edindiğim biraz duygusal izlenimlerimi, üzülürken geciktirmeden, düşünsel boyuta çıkararak sizlere aktarmaya çalışmalıyım sanırım.

Kaotikleşmeye her zaman yatkın olan özellikle de bunalan yapılarıyla bu eyilimliliğe sürüklenen insanlara karşı, eril bir yönetim anlayışıyla biraz köşeye sıkıştırıcılığı sürdüren çeşitli düzen (rejim) örnekleri, genellikle tarih boyu her türlü yerleşimde kendini hissettirmiştir.

Nefes almaya neredeyse, özgürce hiç olanak vermezcesine tasarlanmış daraltıcı mekanlara her uğrayışımızda ya da oralardan her geçişimizde bazı anlar vardır ki; soluk almamıza belli şartlar altında olduğumuz yani oralarda kaldığımız ve beklenilenleri yaptığımız sürece ancak ölçülü olarak izin verilmiştir.

Niye acaba diye, ola ki merak edersek ve geç kalmadıysak, birazcık tarihe doğru yolculuk etmemiz gerekecektir. Geçmişi okuyabilecek kaynaklarımız bir yerden sonra yetersiz kaldığında ise, ancak mimari - tarihi - kültürel - sanatsal korumacılıkla ayakta tutulması gereken yapılarımızın varlığını, bakımlarını ve işlevselliklerini geç kalmadan sorgulayarak ve sorumluluk üstlenerek sahiplenme şansımızı kullanıp, gelecek nesillere aktarmak için can atar duruma gelmemizle sağlayabileceğimiz, umarım çok geç olmadan ve daha fazla umarsız-kötü uygulama dersleri (AKM yıkımı gibi) almadan ancak, muhafaza edebilir durumda olacağımızdır.

Genellikle artık çağdaş diye işaretlenip zorunlu olarak böyle sayılabilecek olan, artan vahşi kapitalist düzenin baskısını göğüslemekte sınırlara gelmiş şizofrenikleşmiş kıvırmsal zekasıyla karma insan modeli, AKM türü mimari tasarımların üzerinde yarattığı baskısını da, (tekrar tekrar) içine tam sindiremediği için, çaresizce buna her maruz kalışında, günün şartları gereği kendini geçmiş canlı mimari örneklerden biri olan (yani canlı bir müze etkisi yaratan) özel bir mekana gelmiş gibi de hissedebilmektedir.

Ama bu insan aynı zamanda, mekanın Cumhuriyet sonrası gecikmeli de olsa sanatsal kültürümüzün canlılığına yaptığı katkılarla, bizi bu günlere kadar getirmesinde ki rolünün ayrımına geçte olsa varınca, onunla kısmen barışıp, bütünleşebilmektedir de..

İşte bu geçmişimizle tekrar tekrar tanışıp, barışıp bütünleşme hissini, artık gelecek nesillere, bu kadar iyi başka nasıl aktarabileceğimiz hususu, karanlık bir yol tercih edilerek, yapılacak yıkımla, artık bilinemez hale getirilmektedir. Yani toplumsal hafıza iktaidar hırs ve hesaplaşmaları içinde tekrar tekrar israrla silinmektedir.

Tepeden hızla ve zorla değiştirilen kapitalist düzenin dayattığı her türlü anlaşılmaz-israrcı ve kör-hırslı yaşam biçimleri yüzünden, geçmişimizi bize hatırlatan böylesine ilginçleşmiş bir tarihi kültürel miras ne yazık ki, şimdi yok edilebilmektedir.

Diğer yandan şu kısa ömrümüzde izi olan bu mekanla her karşılaşmamızda, onun silkeleyiciliğini, sadece özgür kalabilmek adına olsa bile, çaresizce bilinç altına ittirmeye uğraşırken, ola ki farkedilebildiğimiz her anda, oradaki etkinliğimizi tekrar sorgulayıp anlamaya çalışır bulmuşuzdur kendimizi.

Bu yüzden mekanın o şartlayıcı etkilerini hafızadan silebilmemiz bazen çok zor olmakta, toplumsal konumumuzu tekrar değerlendirmeye sürüklendiğimizi, mekansal bir etkileşim hissi ile tekrar kavrama uğraşımız sırasında anlarız ki, bu durumda kalışımızın sebebi, o güçlü Cumhuriyetçi, modernist kültürel bağlamımızı unutmanın olanaksızlığından ileri gelmektedir.

Yaşantımızda her türlü yeri olan geçmiş mirasımıza, hele bu ortak mirasımız olan AKM'ye verebildiği ve verebileceği dersler yüzünden çok gecikmeden daha da sahip çıkmalıyız..

Hiç bir güç, ortak kimliğimizi zedelemeye yönelemeyeceğini, tarihimize bakarak görebilir, bunun bedelini ağır biçimde ödemek istemiyorsa tabii..

6 Mart 2008 Perşembe

Türk Kadınlarına

Tarihimizde her zaman alnı açık, başı dik, aydın görüşlü, çalışkan, vefakar Cumhuriyet Çocuğu olarak yetişmiş kadın vatandaşlarımız, bu ülke sizinle vardır, sizinle gururludur, sizinle aydınlığa doğru yol almaktadır.

En büyük güvencemiz ve mutluluğumuz sizsiniz.

Kadınlar Gününüz kutlu olsun

5 Mart 2008 Çarşamba

2008-Kış Çatı Klasikleri

2007-8 kış döneminde,

Çatı dans salonunda,

Çalışmalara yön veren,

Gösterileri ön hazırlıklarını bizlerle Açık provalarda paylaşan,

Değerli dansçı, koreograf ve gönüllü eğitmenlerden

Aydan, Ayşe, Fransz, Defne, Juanna, Mustafa, Lerna, Ömer, Özerk, Özlem ..

ve çalışmalarını izleyemeyip kaçırdığım ayrıca ismini sayamadığım herkese,

Her gün akşamları ve hafta sonları,

aralıksız yarattıkları o çekici ve özel atmosfer ile,

bedensel zihinlerimizde sağladıkları açılımlar sayesinde,

ufkumuzda açtıkları o yeni kapılardan,

tüm katılımcıları destekleyici ve gerektiği kadar yönlendirici narin tutumlarıyla,

gösterdikleri ilgi ve özenle hep birlikte geçme kolaylığı sağlayan,

bizi ve çevremizi yükseltici eşsiz deneyimlerini bizlerle paylaştıkları için,

sonsuz ve içten teşekkürler..

Ayrıca sürekliliğini koruyabilmiş paylaşımcı dostlara ve

Sayıları hızla artan yeni katılımcılara,

Merak ve öz güvenlerini canlı tutabilmiş,

Katılımı ve deneyimi önemseyen,

Kendini gözlemleyerek bedenine, zihnine ve duygularına yön verebilecek yetilerini

Dolayısıyla bağımsız var oluşunu araştırıp,

Er geç daha da geliştirebilecek şekilde içinde bir umut ışığı taşıyan


herkese candan teşekkürler..

Blog Listem

Telif Hakları

cumhurkocalar@gmail.com İstanbul, Türkiye

Bu veb sitesinde yayımlanan yazılar bu sitedeki orijinal linki verilerek kaynak gösterilmek ve yazarının adı mutlaka belirtilmek kaydıyla, ayrıca bir izin almadan internet üzerinden elektronik ortamda kullanılabilir. Yazıların basılı ortamda kullanımı için yazar izni gereklidir.